Gecede ayaklarım ağır kurşun mafsallarım Yürüyorum bir dağ yolunda ateşe dönük Biraz yaklaşır mısın kır çiçeğim öksüz papatyam Silahsızım çevrilmişim yalnız sana anlatacağım İşte ateşledim cigaramı bir soluk aldım Tütün bastım yarama tuz koydum çaresiz Oysa damarlarım vuruyor dağ başlarına Eritiyor karanlığı ilkin gözlerin sonra dudakların Yanan cigaramın dumanında görüyorum seni Hep onsekiz Ağustos hep kızgın bir bakır Sonra bir Akdeniz sabahı aydınlık yüzün
Rüzgarlı bir denizle kolkola kıyıda sen Kırık bir aynanın parçalarında sen İlkin saçlarını görüyorum tanıyamıyorum Sonra yüzünü dönüyorsun biraz Temmuz güneşi Öyle bir siluetin olmalı rüzgarda biraz sarı Tek tek ufak ufak çizgiler kağıtta
Eğilirim suya yaprakların arasından bakarım Yüzünün bir yanı başlar konuşmaya Omuzumu sarsıyor anılar yürüyelim biraz Kolay mı çılgınlıklara yürek tutmak Biraz zehir sert içki sonra bir yudum soda Bir soluk bir soluk daha tut beni düşeceğim Yaklaştırıyor uzaklardan gelen bir türkü Önce seni sonra bir kenar mahalleyi İki saattir karamsarım ayakta duramıyorum Dolduracağım sabaha yaklaşırken dağ başında Mavi bir demir kadar sert olacağım
Şair : Ömer Faruk Toprak |
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder